Polonya'daki muhalefetteki Hukuk ve Adalet (PiS) partisinin lideri Jaroslaw Kaczynski, AB'yi “Fransız-Alman emperyalizminin yeniden inşası” olarak tanımladı.
Polonya'da aşırı sağcı Hukuk ve Adalet (PiS) partisinin lideri Jaroslaw Kaczynski, dün başkent Varşova'da yapılan oylamanın ardından yaptığı açıklamada Avrupa Birliği'nden (AB) duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.
Kaczynski, AB üyeliğinin 36,8 milyon nüfuslu Doğu Avrupa ülkesi için önemli olduğuna inanırken, bloğun “eşit devletlerden oluşan bir birlik olması gerektiğini” vurguladı.
“[AB] Ekonomik nedenlerden dolayı bizim için önemli. “Fakat bu, Fransız-Alman emperyalizmini yeniden inşa etme girişimi olamaz” diye ekledi.
74 yaşındaki politikacı, Polonya siyasetinde uzun yıllar aktif rol oynayan, Polonya'yı dış etkilerden koruduğunu iddia eden milliyetçi ve muhafazakar görüşleri benimsemesiyle tanınan önemli bir isim.
PiS partisinin sekiz yıllık iktidarı sırasında ülke, haklarının tehdit altında olduğunu iddia eden kadınlar, LGBTQ+lar, azınlıklar ve göçmenler tarafından düzenlenen geniş çaplı protestolara tanık oldu.
PiS'in 2017 yılında ülkeyi “komünist kadrolardan” temizleyeceğini iddia ederek kapsamlı yargı reformları uygulaması, Avrupa Komisyonu tarafından “hukukun üstünlüğünün ciddi şekilde ihlal edilmesi yönünde açık bir risk” olarak ilan edildi. Bu aynı zamanda ülkenin Brüksel'deki oy haklarının askıya alınmasına yol açabilecek 7. Madde prosedürünün de önünü açtı.
Bu durum AB ile PiS liderliğindeki hükümet arasında gerginliğe neden oldu ve Varşova'nın, özellikle de Almanya ve Fransa gibi önemli Batı Avrupa üye ülkelerine yönelik sert eleştirilere yol açtı.
Ancak Brüksel ile Varşova arasındaki ilişkiler, Kaczynski'nin ana siyasi rakibi, merkez sağ KO koalisyonunun lideri Donald Tusk'ın 2023'teki son seçimleri kazanmasının ardından iyileşmeye başladı.
Kaczynski'nin bu açıklamalarıyla seçim sessizliğini ihlal edip etmediği henüz belli değil.
Polonya'da adayların ve medyanın 24 saat boyunca seçim hakkında yorum yapması yasaklandı, ancak Polonya seçim komitesi konunun “mahkemeler ve kolluk kuvvetlerinin” meselesi olduğunu söyleyerek müdahale etmeyi reddetti.